28 Temmuz 2012 Cumartesi

MİDYE - MEZGİT - İSTAVRİT

  
           Bu muhteşem balıklar tamamen babamın , kardeşimin ve annemin emeği ile sofraya geldiler. Balıkları tutma işi babam ve kardeşimden , kızartma işi annecimden yemeside eşimle benden :)) Balık tutmanın bizim ailede çok sevildiğinden daha önce bahsetmiştim zaten, tutması kadar yemesinide çok severiz. Babamla kardeşimde benim kızartma balığı özlemiş olacağımı düşünerek balığa çıkıp harika mezgitler ve istavritler tutmuşlar. Bir de midye meselesi var. Midye tavayıda çok severim ben ama faydalı birşey olmadığı için yılda bir kere yemeye özen gösteriyorum. Bu bir seferde de babam elleriyle hazırlıyor midyeyi. Fotoğraflarda gördüğünüz midyelerde babam tarafından özenle denizden çıkarıldıktan sonra ellerinin parçalanması uğruna iyice temizlenmiş ve sofraya getirilmiş bulunuyor. Babacım midyeleri denizden çıkarmakla kalmayıp hepsini soslatıp şişlere dizdi. Annemde en önemli ve zor aşamalardan biri olan kızartma kısmı ile ilgilendi tabi.  Yediklerimizin hepsi o çok lezzetliydi. Hepinizin ellerine sağlık canım ailem :))

                          Afiyetle yenmeye hazır balıklarım tabağımda :))


                                        Bunlarda mis gibi kızarmış midyeler :))

AFİYET OLSUN :))


25 Temmuz 2012 Çarşamba

GÜVEÇTE SUCUK

 

      Pazar günleri , her evde olduğu gibi bizim evde de önemli ve özel. Hafta içi çalışıyoruz , cumartesi günleride genelde ailelerimizi ziyaret ettiğimiz için pazar günleri eşimle bana kalıyor. Bu durumda pazar kahvaltısı özel olsun istiyorum. Bu haftada yeni aldığım güveçlerimde sucuk yaptım. Bu tarifi bir önceki hafta annemlerde kahvaltıda yemiştik ve çok beğenmiştik bu hafta da ben deniyim dedim. Kahvaltıya gelen misafirlerinize rahatlıkla ikram edebileceğiniz çok kolay ve gösterişli bir seçenek.

Biber , domates ve sucuğu küçük küçük doğrayıp , yağlayıp ısıttığımız güveçlerimize yerleştirip fırına veriyoruz. İşte bu kadar :))




AFİYET OLSUN :))

19 Temmuz 2012 Perşembe

KASTAMONU VE MEŞHUR KUYU KEBABI

      Eşimin teyzesi ve dayısı Kastamonu da yaşıyor. Bizde  Mayıs ayında onları ziyarete TAŞKÖPRÜ' ye gittik. Kısa bir geziydi cumartesi sabah yola çıkıp 10:00 - 10:30 gibi orda olduk , pazar günüde öğlen döndük. Zamanımız kısıtlıydı anlayacağınız , hem bu sebepten hem de havanın yağmurlu olmasından çok fazla gezme fırsatımız olmadı. Kısa bir Taşköprü turu atıp Taşköprüye hakim bir tepeye kurulmuş çay bahçesinde oturduk.

 Akşam eşimin küçük teyzesinde kaldık, bizi çok güzel ağırladılar. Herşey için burdan tekrar teşekkür ediyorum. (Biraz gecikmeli olsada ). Güzel 1 haftasonu geçirdik , hiç pişman olmadım o kadar yolu 1 gün için gittiğime. İnşalalh yine fırsatımız olur böyle bir gezi daha yaparız.

     Eşimin teyzesi bize bu güzel bisküvi pastasını yaptı. Hem lezzeti hem de görüntüsü gerçekten güzel.

                              
  Taşköprü den biraz bahsetmek gerekirse, küçük ve çok güzel bir ilçe. Sarımsağının meşhur olduğunu zaten herkes bilir ama sakın heryer sarımsak kokuyor zannetmeyin :) Gerçi ben taşköprü tabelasını görünce burnuma hafiften bir sarımsak kokusu geldi ama psikolojik olduğunu düşünüyorum :) Gittiğimizde sarımsak zamanı değildi , tazesi henüz çıkmamıştı o yüzden alıp gelemedik ama zaten teyzemiz dayımız burada istediğimiz zaman gönderirler dedik :)



 Taşköprü'ye gidip kuyu kebabı yemeden olmaz diye pazar günü dönmeden kuyu kebabımızıda yedik. O kadar lezzetliydi ki , ben zaten etçil bir insanım kurban bayramında doğmamdadır belki ete hiç bir zaman hayır diyemem. Kuyu kebabıda tam benlik bir yemek oluyor bu durumda. Muhteşem pişmiş ağızda dağılan etler gerçekten çok lezzetliydi. Biz kebabımızı ATEŞOĞULLARIN da yedik. Eşimin yengesinin kardeşlerinin dükkanı.Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi güzel bir kuyu kebabını mideye indirdik. Hatta paket yapıp İzmit'e aileme bile getirdik. Onlar da çok memnun oldular.






   Bu çok güzel ve eğlenceli haftasonu için tekrar herkese teşekkür ediyorum.







14 Temmuz 2012 Cumartesi

FIRINDA KUZU GERDAN

  
      Bu yemeği yaptığım bayağı oldu aslında ama yine tembelliğimden bir türlü bloğuma ekleme fırsatım olmadı. Artık kendimi suçlu hissettiğim için bu haftasonu arşivimi bir toparliyim dedim , sıvadım kolları.

MALZEMELER:
  • 2 adet kuzu gerdan
  • 2 adet patates
  • 2 adet çarliston biber
  • 1 adet domates
  • 1 tatlı kaşığı sıvıyağ
  • tuz , karabiber
  • taze nane

YAPILIŞI:
  • Kuzu gerdanları küçük bir tencerede biraz tuz ile birlikte 10-15 dk kadar haşlayıp çıkan karasını temizliyoruz.
  • Daha sonra uygun bir fırın kabını yağlayıp kuzu gerdanları , tuzladığımız elma dilimi kesilmiş  patatesleri koyup 200 derece önceden ısıtılmış fırında 40 - 45 dk pişiriyoruz.
  • Süre sonunda biberleri ve domatesler , biraz karabiber ve taze nane ekleyip yine fırında 15 - 20 dk daha pişiriyoruz.

AFİYET OLSUN :))

KIYMALI - PATLICANLI FIRIN MAKARNA

         


            Bloğumla pek ilgilenemedim bu aralar. Sıcaklardan mı bilemiyorum akşam işten eve gelince hiç halim olmuyor , bilgisayarı bile açasım gelmiyor. Tabi bu üşengeçlikle yeni tarifler deneyip , fotoğraflarını çekip birde bunları bloğuma eklemek nasıl bir iş yükü oluşturuyor üzerimde tahmin edersiniz heralde. Am kendimi çok suçlu ve beceriksiz hissediyorum böyle zamanlarda , bloğumla yeterince ilgilenemediğim için. Durum böyle olunca en azından iş yerimde boş kaldıkça tariflerimi hazırlayıp evde resimleri ekler yayınlarım diye düşündüm. Ve bu satırları size iş yerimden yazıyorum :)

Gelelim tarifime ;

MALZEMELER:
  • 1 paket makarna
  • 300 - 400 gr kıyma
  • 3 adet patlıcan
  • 3 adet çarliston biber
  • 4-5 adet kıl biber
  • 2 adet domates
  • 3 yemek kaşığı tereyağ
  • 3 - 4  yemek kaşığı un
  • 1 litre süt
  • 1 yemek kaşığı sıvıyağ
  • tuz , karabiber
  • 100 gr kaşar peyiri
YAPILIŞI:
  • Patlıcanlarımızı küçük küçük doğrayıp kavuruyoruz.
  • Tavada kızdırdığımız sıvıyağ ile kıymamızı kavuruyoruz , kendi suyunu salıp çektikten sonra biberleri ve tuzu ekleyip 5-6 dk daha çeviriyoruz.
  • Ocaktan almamıza yakın doğradığımız domatesleri  , kavurduğumuz patlıcanları ve karabiberi ekleyip 1-2 dk birlikte piştikten sonra altını kapatıyoruz.
  •  Bir sos tenceresinde beşamel sosumuzu hazırlıyoruz.
  • Fırın kabınının altını biraz yağlayıp haşladığımız makarnanın yarısını , kıymaı harcın yarısını ve beşamel sosun yarısını döküp hepsini iyice birbirine karıştırıyoruz.Kalan makarna sos ve iç harç içinde aynı işlemi tekrar edip , fırın tepsimize iyice yayıyoruz. (iki aşamada yapmamızın sebebi sos , harç ve makarnayı iyice karıştırabilmek)
  • Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırına makarnamızı koyuyoruz.Üzeri kızarmaya başlayınca rendelenmiş kaşar peynirimizi ilave edip kaşarlar eriyene kadar pişiriyoruz.
 AFİYET OLSUN :))

3 Temmuz 2012 Salı

ŞEKER HAMURLU KURABİYE DENEMESİ VE TARÇINLI KURABİYE

   
   Butik ürüler yapan blogları gezerken hep çok heves etmiştim şeker hamurlu kurabiyeler, pastalar , cupcakeler yapmaya. İlk şeker hamurlu pastamı 2 yada 3 sene önce doğumgünüm için kardeşmle birlikte yapmıştık. Neredeyse bütün gün uğraşmıştık ama çok güzel bir görüntü çıktımıştı ortaya , yorgunluğumuza değmişti. Marsmallow şekerlerden yapmıştık şeker hamurunu pembe ve beyaz , ozaman gıda boyası falan yoktu evde. O pastanın resmi bir yerlerde vardı ama bulamadım şimdi , burda sizinle paylaşmak için.

    Her zaman tekrar yapmak istemiştim ama hiç fırsatım olmadı. Ama artık karar verdim zaman buldukça farklı denemeler yapacağım. Bu haftasonu da ilk deneme ile başladım. Bence kurabiyelerim muhteşem oldular. Tabi daha malzemelerim çok kısıtlı henüz iptidai şartlarda denemeler yapıyorum ama zamanla ekipmanlarımı da tamamlayacağım. Hatta almaya başladım bile desenli merdaneler , kurabiye harf baskıları falan.

     Kurabiyelerimde memnun kalmadığım tek nokta , tız gıda boyasını şeker hamuruna çok iyi yedirememem oldu . Renkler biraz dalgalı oldu. Ama en kısa zamanda jel gıda boyalarımı alıp onlar ile devam edicem çalışmalarıma.

    Kurabiyelerin tadınında görüntüsü kadar güzel olması gerekiyor kesinlikle , bunun için bu işi çok iyi yaptığını düşündüğüm Müge Hüner'in  tarçınlı kurabiye tarifini kullandım ve kesinlikle pişman olmadım. Tarçını çok sevmememe rağmen bu kurabiyelerden birkaç tane yedim. Ayrıca fırına koyduğunuz andan itibaren eve yayılan koku kesinlikle muhteşem. Sırf bu koku için bile bu kurabiyeler yapılır bence.



TARÇINLI KURABİYE için;

MALZEMELER:
  • 1 Adet Yumurta
  • 150 Gr. Tereyağ yada Margarin 
  • 1 Su Bardağı Un
  • 1 Çay Bardağı Mısır Nişastası
  • 1 Su Bardağı Pudra Şekeri
  • 1 Çay Kaşığı Karbonat
  • 1 Çay Kaşığı Tarçın
  • 1 Limon Kabuğu Rendesi 
YAPILIŞI:
  • Bütün malzemeleri karıştırarak yumuşak bir hamur hazırlıyoruz. Hamur çok cıvık görünecek bu aşamada nişasta oranını biraz arttırabilirsiniz ama un eklemeyin. Dolapta yarım saat dinlendirirseniz kendine geliyor.  Yinede çok sert bir kurabiye hamuru olmasını beklemeyin.
  • Hamura istediğiniz şekli verip önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında üzerleri hafif kızarana kadar pişirin.
  • Fırından çıktıklarında dilerseniz bu şekilde servis edebilirsiniz. Çünkü gerçekten çok lezzetli bir kurabiye. Ama şeker hamuru ile süsülemek isterseniz en zevkli aşamaya geldiniz demektir.
  • Kurabiyeler biraz soğuduktan sonra isterseniz aynı kalıplarla isterseniz başka şekillerler , açtığınız şeker hamurunda şekiler keserek süsleyebilirsiniz.
 Bu kurabiyeler ile hem gözünüz hem mideniz bayram edecek :)

AFİYET OLSUN :))